Şiir Ansiklopedisi: Bir Serçenin Gözyaşları

Bir Serçenin Gözyaşları

Bir Serçenin Gözyaşları


bir orman köyünde 
kimsesiz ve yalnız bir adam yaşarmış 
yaşadıkları dağlar kadar 
yalnızlığı yaşadıkları kadarmış… 


bir ev yapmış kendisine 
ağaçlardan duvarları 
çiçeklerden bahçesi olan şirin bir ev … 


her sabah penceresini açtığında 
penceresinin önüne küçük bir serçe konarmış … 



serçe her sabah konar ve 
evin içini seyredermiş … 
bu garip ve yalnız adama içerler 
onun için üzülür, kahredermiş 


üzülürmüş üzülmesine ama 
sebepsiz değilmiş elbet 
serçe bu yalnız adamı çok sever 
ama ona bunu söyleyemezmiş … 


yine bir sabah minik serçe 
uçup pencerenin önüne konduğunda 
pencerenin açık olmadığını görünce 
merak etmiş ve içeriye doğru bakmış 


birde bakmış ki 
yalnız adam yatağına uzanmış öylece yatıyormuş 
belli ki çok hasta 
belli ki bakacak kimsesi yokmuş 


bu durum böyle haftalarca devam etmiş 
serçe artık üzülmekten yorulmuş 
ve gözyaşı dökmeye başlamış … 


derken adam iyileşmiş ve 
yine her sabah penceresini açmaya başlamış 
ama bir şey dikkatini çekiyormuş 
günlerdir penceresine konan serçeyi 
artık hiç göremiyormuş … 


yalnız adamı bir merak sarmış 
acaba nereye kayboldu minik serçe? 
her yere bakmış ama minik serçeye rastlayamamış… 


bir gün penceresinin altındaki çiçekleri sularken 
serçenin cansız bedenine rastlamış 
serçe oracığa düşüp kalmış … 


adam bu duruma çok üzülmüş 
ve minik serçenin böyle anlamsız ölümüne 
akıl-sır erdirememiş 


derken yalnız adam bu minik serçeye 
bir mezar hazırlamaya başlamış 
tam o sırada yaşlı bir serçe konmuş yanı başına 
ve üzülen adama teselli vermek istemiş 
adam sormuş “tanır mıydın minik serçeyi” diye 
yaşlı serçe “tanırdım” demiş … 


“bana biraz ondan bahset” demiş adam 
yaşlı serçe; 
minik serçenin bu yalnız adama olan 
sevgisini anlatmaya başlamış … 
adam bu durumu fark edemediği için 
çok üzülmüş … 


yaşlı serçe tekrar başlamış anlatmaya 
“senin hastalığına çok üzüldü, 
günlerce pencerende ağladı” demiş 
bunun üzerine 
adamın üzüntüsü bir kat daha artmış … 
yalnız adam tekrar sormuş 
“peki neden ölmüş olabilir biliyor musun? ” 
yaşlı serçe; 
“sen bizler hakkındaki gerçeği 
bilmez misin? ” demiş 
“hayır” demiş yalnız adam “bilmiyorum” 
“nedir peki? ” 
“serçeler ağladıkları zaman ölürler! ...”

Ahmet Rıza Korkut