Hologram
O değil aslında peşindeki, başka başka…
Dün gece, şeytanın dahi göz ardı ettiği parmak izlerimi
Kırmızı bültenle köşe bucak aranan
Serisi bozuk bir serikatile armağan ettim
Henüz sıfırdı hepsi de, hiçbir cinayette faal olarak kullanılmamış
Ve de hiçbir ten alışverişine katılmamışlardı tam manasıyla
Nasıl ki tetiğinin ilk çekilişini hiç unutmuyorsa o talihsiz altıpatlar
Senin kurşunun da işte öyle saklıyordu açtığı ilk ve tek yarayı
Maktuldük sen de ben de her aşkta, Allah’ına kadar!
O değil aslında karşındaki, başka başka…
Derinde bir şeyler kırılır hep, böyle zamanlarda
O sıra ayna gizliliği bırakarak bizzat özne olur
-ki ne vakit, sırdaş aynan öznesi olsa cemil cümlenin
Herkes o cam parçasını anlamaya çabalar mecbur
Gösterdiği silueti değil, hayır!
Dokunmaya kalksan hani, vücutlarınız tamamen sanal
Öpsen kana kana sevdiğini, o zifir dudaklarınız hepten dijital
Şöyle adamakıllı sevişsek desen zaten
Gündeme alınacak tekrar kıyamet üzerine tüm olasılıklar
Avucundaki ayna öznedir, büsbütün zıvanadan çıkmıştır bu masal
İkimiz de tarihteki her aşka aksedeceğiz velhasıl, ahirete kadar!
O değil aslında içindeki, başka…
Bambaşka!
Nasıl bir yanılsama şu aşk dedikleri, sevgilim bilsen
Aslen tek bir yürekten, irili ufaklı birkaç nüsha daha yaratıyorsun
Bilsen nasıl biçare bir Tanrısın kendi un ufak evreninde
Kimden ayrılırsan ayrıl, mutlaka ama mutlaka O’na dönüyorsun...
Özgür Gümüşsoy