Şiir Ansiklopedisi: Yirmialtıncı Geleneksel Ömür Kısaltma Etkinliği

Yirmialtıncı Geleneksel Ömür Kısaltma Etkinliği


Yirmialtıncı Geleneksel Ömür Kısaltma Etkinliği


Biz daha çok küçükken, hatırlamak dahi hayalken 
Çiçek ekmeklerin henüz üretildiği zamanlar hani 
Topraktan koparılıp soframıza konulduklarını sanırdık 
Yüklü bir bulut kümesi geçerdi o kırgın mavi gözlerinden 
Elem müfredatımın ilk konusu olurdu haliyle, ağlaşık kümeler! 


Gözyaşlarıyla oluşturduğu havuzu gösteriyor çocukluğum 
“-Bu kadar su biriktirebildim ancak, derin değil fazla.” derken 
Çoktan boğulduğumu fark ediyorum, o üveylik okyanusunda… 


Hiçbir şey için kararı tutturamıyorum artık 
Sütünü helal etmiyor denizanaları 
Bu menfaat tufanından nemalanan, haram yiyenlere 
Dalgalar haylaz birer velet, dinlemiyorlar ebeveynlerini 
Akşam ezanında dönen olmuyor evine! 


Hayati bir karardır sana seslenmek bazen, ben Anne derim 
Bilinen tüm tabiat vakitli-vakitsiz uyanır tam o anda 
Ruh sağlığıma duacısın biliyorum bunu elbette 
Ceninim ve seninim hâlâ… 
Avuç kadarım daha ben, özgürlük kadar bir canım var 
O da sana emanet, en ufak bir esaret söz konusu olursa! 


Hadi tüm dünya çocuklarını emzir memelerinle 
Katiyen hak geçmesin, bana da payıma düşen neyse! 
Sana şiir yazamam Anne 
Henüz o denli saf harflere rastlamadım… 


Beni doğuracağına aşk doğursaydın keşke!

Özgür Gümüşsoy