Şiir Ansiklopedisi: Bir Sevda Hikayesi

Bir Sevda Hikayesi

Bir Sevda Hikayesi


bir sevda hikayesi bu 
ötesinde ölüm olan 
gerisinde savaş kan kokan 
bir aşkın hikayesi 


bir oğlan varmış 
deli oğlan … 
ekmeğini taştan çıkaran 
Allah’tan başka kimseden medet ummayan 
ve sevdiğinin hayalini her gece kurup 
o’ na kavuşmanın özlemiyle yanıp tutuşan … 


sevdalıymış nazlı yarine 
sevdalıymış sevdalı olmasına ama 
bu aşkın hiç umudu yokmuş 
kendisi aşağı köyün çobanı 
sevdiği ise yukarı köyün ağasının kızıymış 
kız da sevdalıymış sevdalı olmasına ama 
babasının sözünden hiç dışarı çıkamazmış 
onların köyde davul bile dengine çalarmış … 



varmış tak etmiş canına bu çaresizlik 
nazlı yarine kavuşamazsa ölecekmiş kahrından 
gitmiş istemiş kızı babasından 
ama ne çare, bu aşkın hiç umudu yokmuş 
kızın dengine denk çokmuş ama 
oğlanın gözü kimseleri görmüyormuş … 


“olmaz” demiş babası, “olmaz! ” 
“ne haddine” demiş “ulan ne haddine, 
ulan ağa kızı sevmek senin neyine” 
“ağam” demiş bizim deli oğlan,” ağam …” 
“gönül ferman dinlemiyor 
boynum kıldan ince 
kessen canım acımıyor …” 


“var git” demiş ağa, “var git” 
“görmesin gözüm seni çek git…” 
bizim deli oğlana çok koymuş bu 
ama kalmamış bu işte küçücük bir ümit 
elini arkasına bağlayıp düşmüş köyünün yoluna 
düşmüş düşmesine ama 
gönlünden ateş hiç gitmiyormuş 
yani sizin anlayacağınız 
onların köyde davul bile dengine çalıyormuş … 


zaman geçmiş, olanlar unutulur olmuş 
deli oğlanın yüreği artık hep susuyormuş 
elinde kavalı dağları kendine mesken tutuyormuş 
derken köyde bir haber yayılır olmuş 
dilden dile dolaşıp herkesçe konuşuluyormuş 
meğerse nazlı yari artık ellerin oluyormuş … 


bunu duyan deli oğlan kulaklarına inanamamış 
sevdiğinin başkasına gidişine yüreği dayanamamış 
bir nara atmış dağa taşa 
ve oracığa yıkılıp kalmış 
kimsecikler aldırmamış onun bu sessiz gidişine 
koyunları günler boyu başucunda ağlamış… 


derken düğün günü yaklaşmış 
telli duvak hazırlanmış 
herkes mutlu herkes memnun bu halden 
lakin gelin kızın yüzü hiç gülmüyormuş 
bir sıkıntı varmış içinde 
ama, hiçbir şeye yoramıyormuş 
bir gece rüyasında bizim deli oğlanı görmüş 
deli oğlan bir ata binmiş 
ve bembeyaz bulutlara 
doğru yol almış gidiyormuş 
ve ardından baka kalan nazlı yarine 
“çabuk gel kara gözlüm” diye öğüt veriyormuş 
uykusundan uyanan gelin kız 
içindeki sıkıntıyı artık çok iyi biliyormuş … 


düğün dernek kurulmuş, halaylar çekilmiş 
artık telli duvağın açılma günü gelmiş 
ama nazlı gelin ortalardan kaybolmuş 
“yer yarıldı da dibine girmedi ya bu kız? ” 
herkes birbirine bu soruyu soruyormuş 
bir den uzaklardan bir ses duyulmuş 
gitmiş bakmışlar 
bir koyun sürüsünün ortasında 
iki mezar duruyormuş 
ve mezar taşının birinde 
“deli oğlan sana geldim” yazıyormuş …

Ahmet Rıza Korkut