Şiir Ansiklopedisi: Victor Hugo

Victor Hugo


Victor Hugo <1802-1885>


Fransız şair ve yazar, Romantizmin önderi Victor Hugo, Fransa tarihinin
en çalkantılı günlerinde 26 Şubat 1802'de Besançon'da doğdu, 22 Mayıs 1885'te Paris'te öldü. Napolyon ordusunda general olan babası, imparatorun parlak döneminde önemli görevlerde bulundu, bir çok dış ülkeye seyahat etti ve Madrid'te valilik yaptı. Hugo, anne ve babası arasındaki geçimsizlikler nedeniyle genellikle annesinden
uzak kaldı; annesi ile birkaç  yıllığına  Feuilland Manastırı'nda yaşadı, daha çok  babası ile yaşadı. Hugo ilk öğrenimine İspanya'da başladı ancak İspanyol aristokratlarının çocuklarını kabul eden bu okulda, sonradan soyluluk unvanı almış bir burjuva generalin oğlu olması, alay konusu edilerek dışlanmasına yol açtı.
Yazarların ürünleri ile yaşam öyküleriarasında ilişki kurmak eğilimindeki araştırmacılar,
İspanyol okulunda geçen günlerin, Hugo'nun aristokrasiye bir yandan hayranlık
duyup bir yandan da nefret etmesi gibi gerilimli bir duyguya kapılarak
liberal-demokratik ilkeleri seçmesinde büyük rol oynadığını ileri sürmüşlerdir.
Napolyon'un imparatorluktan düşmesi ile birlikte Hugo ailesi için zor günler
başladı. Paris Hukuk Fakültesi'nde başladığı yüksek öğrenimine maddi sıkıntılar
yüzünden devam edemedi ve ayrıldı. Ayrıldıktan sonra kendini kitaplara veren
Hugo, ilk şiirlerini de bu yıllarda yazdı. Annesinin ölümüyle sefaletin eşiğine
gelen genç yazarı bu güç durumdan kurtaran yirmili yaşlarda yayınlanan
-kraliyet yanlısı- şiirleri oldu; XVIII.Lois tarafından bin frank aylığa
bağlandı, Chateaubriand' ın ilgisini çekti ve romantik akımı benimsemesinden
sonra parlak bir kariyerin kapısını araladı.


1827'de "Cromwell" ve 1830'da "Hernani" oyunları, Paris'te -tıpkı
Namık Kemal'in "Vatan Yahut Silistre"sinin Osmanlıda yarattığı- isyana benzer
bir heyecan uyandırdı. 1830 yılında Victor Hugo'nun Hernani piyesinin
oynanmasından sonra romantiklerle klasik edebiyat taraftarları arasında
"Hernani Savaşı" denilen tartışma başlattı.
Bu tartışma romantiklerin "klasizm" karşısında kesin zaferiyle sonuçlandı.
Hugo'nun ilk romanı "Notre Dame'ın Kamburu"dur(1831). Bugün okunduğunda,
yazarın en yüzeysel ürünü olarak değerlendirebileceğimiz bu romanın göreli
başarısızlığı, Hugo'nun maddi nedenlerle yayınevinin ısrarına boyun eğerek
metnini çok kısa bir sürede tamamlamak zorunda kalmasındandır. Yine de,
Hugo'nun yükselen ünü, Fransa'da bu kitabının da sevilerek okunmasını
sağlamıştır.


1831-1941 arasında çok sayıda şiir, piyes ve roman yazan Hugo, 1841'de
Fransız Akademisi'ne seçildi. 1848 İhtilali'nden sonra Cumhuriyetçi saflara
geçti ve Cumhurbaşkanlığı için aday bile oldu. Kendisi seçilemedi, ama
seçilen Louis Napolyon'u destekledi. Ancak Napolyon da imparatorluğunu ilan
edince, Hugo 1851'de Fransa topraklarını terk ederek -yirmi yıl sürecek
gönüllü bir sürgünü geçireceği- Channel Adaları'na yerleşti.
Burada yazdığı "Sefiller"(1861), onun en çok tanınan ve sevilen yapıtıdır.
Hugo, Sefiller'in önsözünde:
"İhtiyaçları aşırı fazlalaşan insanlar kendi öz kaynaklarının sınırlarını
zorlamaya itilirler ve yollarına çıkan herhangi bir savunmasız kişiden bile
irkilirler.


İş ve ücretler, yiyecek ve ısı, cesaret ve iyi niyet hepsi sahip olamadıkları
şeylerdir. Işık gölgeye dönüşür ve karanlık yüreklerini doldurur ve bu
karanlık içerisinde erkek, kadın ve çocuğun zayıflığını ele geçirir ve onları
utanç verici işlere zorlar. Artık hiçbir dehşet veya korku dışlanmaz.
Ümitsizlik, sadece dört duvarın adiliği ve basitliği ile sınırlanmıştır; hepsi
kötülük ve suça yönelirler...
Hepsi sefilleşmiş bozulmuş kötü ve pislik gibi gözükürler. Fakat o denli
alçalmış kişilerin de daha fazla alçalamayacağı bir çizgi vardır ve bu dönüm
noktasında, dış dünya adeta yutar bu zavallı, talihsiz, kimliksiz insanları...
Onlar "Sefiller" dir toplumdan dışlananlar, yeraltı köpekleri..." der.


İmparatorluk dönemi sona erip Üçüncü Cumhuriyet kurulunca, Victor Hugo,
Paris'e bir kahraman olarak döndü. Millet meclisine seçildi, ama politikadan
çok edebiyatla ilgilenmeyi tercih etti. 1817'de Akademi Ödülü'nü, 1819'da
Toulouse Edebiyat Akademisi Altın Zambak Ödülü'nü, 1825'te Légion d'honneur
nişanını aldı.
Ölümünden sonra cesedi yakılarak külleri Panthéon Kilisesi'ne kondu.




ESERLERİ


*AĞLAMAK İÇİN GÖZDEN YAŞ MI AKMALI ?


*AH, BEN UYKUDAYKEN SEN BAŞUCUMA GELSEN


*FRANSA'YA


*ŞAİRİN GÖREVİ


*SANAT VE HALK